Perşembe, Nisan 01, 2010

Tablet Savaslari

Notebookları göya netbooklar yerlerinden edecekti derken Apple geldi ve bakın biz iPad’i yaptık, bu bir tablet, geleceğin mobil bilgisayarı dedi. Şimdi herkes tablet konuşuyor. Bin tane markanın tablet konseptinin resimleri teknoloji bloglarında dolanıyor. Geleceğin dijital cihazları, yeni bilgisayarlarımız tablet şeklinde olacak bu aşikardır deniyor.
Bunu Bill Gates seneler önce söylememiş miydi? Çok popüler olamayan ama oldukça iyi bir fikir olan Windows’un pen ve touch genişletmeleri ve tablet PC’ler oldukça güzel aletlerdi. Ama bunu kimse böyle hatırlamıyor, yaşanılan performans sorunlarından, yavaş uygulamalardan dolayı hatırlamak istemiyor. Sanki tablet fikri Steve Jobs’dan çıkmış, ilk gerçek tablet de iPad olacakmış gibi bir hava ortalığı sarmış durumda. Çünkü Apple yapıyorsa kesin trend bu yöndedir ön algısı neredeyse heryere yerleşmiş. Sanki bu cihaz gelecek de bu platformu müthiş popüler kılacak, herkesi notebooklarından vazgeçirecek ve sağda solda elinde Star Trek de Enterprise’ın kaptan köşkünde dolaşan üniformalı subaylar gibi elinde ince, zarif sürekli ‘dıt dıt’ sesler çıkaran tabletler ile dolaşılacakmış gibi bir beklenti var.
Sadece ben mi böyle düşünüyorum, acaba Apple’ın yaptığı bu sunum, tanıttığı bu yeni ürün bir miktar hayal kırıklığı mı oldu? Sanki biraz beklentilerimizin altında yetenekler ile donatılmamış mı? iPad duyurulmadan aylar önce dedikodularında bahsedilen cihaz incecik çerçeveli, üzerinde Mac OSX’in hafifletilmiş bir versiyonunu çalıştıran, aynı bir bilgisayar gibi birden çok uygulamayı aynı anda idare edebilen, yetenekli bir cihazdı. Oysa ki karşımıza çıkan cihaz iPhone işletim sistemini çalıştırıyor, aynı anda birden fazla uygulamayı çalıştıramıyor ama öyleymiş gibi davranabiliyor (mail uygulaması diğer uygulamaların üzerine pencere gibi açılabiliyor), web siteleirni açabiliyor ancak flash gösteremiyor. Klavye bağlanabiliyor ancak kameradan veya iPhone dan fotografları aktarabilecek USB portu barındırmıyor. Skype iChat gibi uygulamalarda kullanmak üzere yerleşik bir kamerası yok. Ekranın etrafı ise neredeyse üç parkmak kalınlığında siyah bir çerçeve ile çevrili, ekranın çözünürlüğü bu sebepten olduğundan düşükmüş gibi hissediliyor.
Elbette Apple’ın bunlara birer açıklaması vardı. Steve Jobs, eğer iPad aynı anda birden fazla uygulama çalıştırabilseydi, flash gösterseydi 10 saat pil ömrünü garanti edemezdik türünde yorumlar yaptı. Cihazın birçok başka özelliği ön plana çıkarıldı. Bunların arasında en önemlisi elektronik kitap formatlarını desteklemesi ve tam ekran oyun oynatabiliyor olması. Son yıllarda özellikle Nintendo DS ve Playstation Portable’ın üstün grafik yetenekleri ve bu konsollara geliştirilen veya port edilen oyunların üstün kalıtesi sayesinde mobil platformda oyun oynamak olduça popüler hale gelmişti. Şimdi üstün grafik yetenekleri, konsollara göre büyük ve renkli ekranı ve içinde barındırdığı yön ve denge sensöleri sayesinde iPad de oyun konsolları arasında iddialı bir cihaz olmaya aday.
Son dönemlerde Amazon Kindle, Barnes & Noble Nook, Sony eReader gibi ürünlerin birbiri ile kıyasıya mücadelesi elektronik kitap formatını ön plana çıkarmış ve popüler kılmış vaziyette idi. Apple iPad ürünü ile bu treni de yakalıyor olacak. Her ne kadar electronic ink temelli ekranlardan renksiz dahi olsa okumak gözler için iPad’in arkadan aydınlatmalı ekranından yazı okumaya göre kat kat daha sağlıklı ve konforlu olsa da, iPad’in hem film hem müzik hem oyun, hem web hem de kitabı aynı anda bir cihazda birleştiriyor olması ile, cihazı işi sırf eletronik kitap olan bu cihazların karşısına ciddi bir rakip ve tehdit olarak çıkartıyor.
Diğer taraftan iPhone’un ilk çıktığı günleri hatırlayalım, üzerinde gelen uygulamalardan başka hiçbir uygulama yüklenemeyen, hatta birçok mobil telefonun doğal olarak yaptığı video çekme, MMS almak göndermek gibi temel işlemleri bile yapamayan bir cihazdı. Buna rağmen bu haliye ilk çıktığı günlerde inanılmaz rakamlarda satış yaptı. Ardından hack edildi üzerinde binlerce 3.parti uygulama çalışır hale getririldi. Sonra, üzerinde dünyada başka ugulama çalımasına izin vermeyiz, bu sayede telefonu hızlı ve verimli kılabiliyoruz diyen Apple, 180 derece dönerek App Store’u duyurdu. Mobil telefon tarihinin en başarılı ticari kararlarından ve yapılarından biri olan App Store şu anda yüzbinlerce uygulamayı iPhone platformunda kullanılsın diye bünyesinde barındırıyor. iPhone bizlerle ilk tanıştığı günden bugüne inanılmaz bir evrim geçirip bambaşka birşeye, elektronik bir isviçre çakısına dönüştü.
iPad de işte bu potansiyeli bünyesinde barındırıyor. Ellerimize ulaştıktan kısa bir süre sonra kullanıcının beklentisi olan içerisinde flash barındıran web sayfalarını render edebilecek hale getireleceğine, bir şekilde birden fazla uygulamayı çalışır yapıda düzenleneceğine ve üzerine geliştirlen, şimdi aklımıza gelmeyen binlerce müthiş kullanışlı ve dahiyane, cihazın umulmadık bir şekilde faydalı birşeye dönüşmesini sağlayacak uygulamalar sayesinde yarattığı heyecana layık bir cihaza dönüşeceğini tahmin ediyorum.
Ancak şimdilik, yani duyurulduğu hali ile, büyük ekranli bir iPhone’dan öteye gidemiyor.
Bu, ilk çıktığı gün bir iPad almayacağım anlamına gelmiyor...