Pazartesi, Ocak 26, 2009

Bu Günlerde Kaç Bilgisayarınız Var?

İş ve kişisel yaşam arasındaki çizgi gitgide kaybolurken yanımızda sürekli bulundurmamız gereken cihaz sayısı artıyor. Örnek vermek gerekirse: kaçınızın hem evde bir masaüstü bilgisayarı, bir de sürekli yanında dolandırdığı bir notebook bilgisayarı var? Mobimag gibi bir dergiyi okuyanların çoğunluğunun bundan bile fazla cihazı olduğuna eminim. Bir de bunun yanına, ofis cep telefonu ve kişisel cep telefonuzu katınca günlük minimum kullanmak zorunda olduğunuz cihaz sayısına ulaşmış oluyoruz.
Telefon cephesinde olay şu şekilde: Son zamanlarda neredeyse tüm mobil profesyonellerin bir PDA kılıklı ofis telefonu, bir de daha multimedya ağırlıklı kişisel cep telefonu var. Birinden ısrarlı patronun emaillerine 24 saat cevap verip, çalışma ekibini sürekli güncel tutar iken, diğer taraftan ısrarlı es/arkadaşların mesaj ve telefonlarına yetişebilmek için ikinci telefonu da cepte bulundurmak gerekiyor.
Bilgisayar cephesinde ise olay biraz daha değişik: Gün içerisinde sürekli yanımızda gezdirdiğimiz notebooklar iyi hoş, birkaç sene öncesinin desktoplarına taş çıkartacak makinalar. Ancak hala ağır ve pil ömürleri kısa. Bu noktada geçen ay bahsını ettiğimiz netbooklar devreye giriyor. Onlar da bazı spesifik görevlerde güçsüz, yetersiz kalıyorlar.Güç isteyen uygulamaları genelde evimizdeki masaüstü veya masaüstü kıvamındaki notebook bilgisayarlar ile halletmeye çalışıyoruz. Bu durumda neredeyse herkesin en az bir taşınabilirliğe fokuslu bir makinası, bir de güç gerektiren uygulamalarda kullandığı bir makinası oluyor.
Durum böyleyken uzunca bir süredir benim de sağlıklı bir çözüm arayışında olduğum bir dert doğuyor: Bu cihazlardaki telefon defteri/takvim vs. türü bilgileri senkronize tutabilmek. Bunun için ortalıkta yüzlerce yazılım var, bazıları web tabanlı, bazıları ufak tefek güven uyandırmayan yazılımlar. Ancak bugüne dek hiç "Hah! iste budur" dediğim bir yazılıma denk gelemedim. Aradığıma en yakın çözüm zamanında FusionOne işimi ile satılan web tabanlı bir uygulamayadı ancak firması destek vermekten vazgeçip yazılımı yok etti. Güncel yazılımlar arasında bu işi yapabilecek en fazla potansiyel vaadeden çözüm Apple'ın "mobile me" çözümü. Sadece Mac OS bazlı cihazlara değil Windows PC lere de senkronizasyon imkanı veren bu web bazlı yazılım güzel ancak Windows Mobile telefonlara ve artık çok popüler olan Blackberry'e destek vermiyor. Diğer taraftan Microsoft da boş durmayıp Windows Live Sync ve Live Mesh (beta) ürününü hazırlıyor. Sadece Windows değil Mac OS desteği de olan bu web tabanlı yazılımın da güncel halı folder senkronizasyonu modelinin çok ilerisine gitmiyor. İlgilenenler için: http://www.apple.com/mobileme/
https://sync.live.com/learnmore.aspx
https://www.mesh.com/Welcome/Default.aspx
Kısacası kullandığımız cihazların sayısı arttıkça bunlardaki bilgileri her birinde güncel halde tutacak ve bu cihazların kullanışlılığını arttıracak bir çözüme fena şekilde ihtiyaç var. Artık kimse,yoğun temposunun içinde ihtiyaç duyduğu bir bilgiyi, acaba hangi bilgisayarımdaydı, acaba hangi telefonun adres defterine kaydetmiştim diye kafa yoracak kadar ekstra zamana sahip değil.

Cumartesi, Ocak 03, 2009

Steve Jobs Apple’dan Ayrılıyor mu?

Geçtiğimiz gün Apple, “bu sefer de sahne ışıkları notebookların üstünde” sloganı ile California’daki kampüslerinde yaptıkları konferans ile yepyeni taşınabilir bilgisayar modellerini duyurdu. Bundan önceki en son büyük değişiklik iMac modellerinde ve iPod modellerinde olmuştu. Oldukça uzun süredir taşınabilir Macintosh bilgisayarlar aynı görüntülerini muhafaza ediyorlardı.

Mac ailesine yeni eklenen modellerin en çok üzerinde durulan özelliği gövdelerinin yapımında kullanılan malzeme ve bunun imalatında kullanılan yüksek teknolojili üretim tekniği idi. Bir üretim tekniği son kullanıcıyı ne kadar ilgilendirir veya cihaz söz verilen görevini yerine getirdiği sürece son kullanıcı bu noktaya nasıl gelindiğinin bilmesi gerekliliği bence tartışılabilir. Ancak bu sürecin teknolojik yönlerinden bahsetmek muazzam bir Pazarlama hareketidir. Esasında çok da nadir görülmeyen bu tekniğin yeni Macbooklarda kullanılıyor olması, insanların birbirine bundan bahsedece olması daha önce kimsenin bir bilgisayarı başkasına gövdesinin nasıl üretildiğini överek reklam etmediğini düşünürsek çok orjinal bir fikir. Aluminyum gövdeli Macbooklar ve Macbook Prolar her zamankinden daha güzel ve daha zarif gözüküyorlar, burası gerçek.

Yeni modeler oldukça heyecan verici. Özellikle yeni Aluminyum Macbook, yeni Macbook Prolar ile kıyaslandığında her özelliği ile birerbir Pro model kadar güçlü duruyor. Taşınabilirlik açısından daha küçük bir makinaya ihtiyaç duyan ancak Pro’nun gücüne ihtiyaç duyacak kullanıcılar için ideal bir seçim olarak ürün gamında yerini alıyor. Yeni modellerin hepsi NVİDİA’nın yepyeni grafik ve chipset işlemcisini kullanıyor olacaklar. Bu oldukça kuvvetli işlemci, bir süre sadece Apple makinalarda görülüyor olacak. Anlaşılan o ki, Apple ilk üretimin büyük çoğunluğunu kendine rezerve etmis. Yeni modellerin gövdeleri de tek parça alüminyumdan özel bir teknik ile oyularak üretildiğinden hem oldukça sağlam hem de eski modellere göre oldukça hafif ve daha az ek parçaya sahipler. Genel görünümde de çok daha estetik bir görüntüye sahipler.

Steve Jobs, yeni modellerin haberlerini verirken daha önceki hiçbir sunumunda yapmadığı birşey yapıp yeni Macbook ve Pro ların tasarımıyla ilgili departmanların başlarında olan ve en az kendisi kadar ortak Apple vizyonunu paylaşan ve dümeni beraber tuttukları yöneticilerine söz verdi. Şunumun sonunda da hepsi birlikte oturup başın görevlilerinin sorularını yanıtladılar.

Verilen mesaj çok netti. Jobs, uzun süredir sağlığı ile ilgili gündeme getirilen soru ve şüphelerden ve bunun Apple hisse senetlerine yansımasından, yatırımcıların endişelerinden sıkılmış olacak ki böyle bir mesaj verme gereği duymuş olsun. Verilen mesaj, işin başında ben olmasam bile ortak görüş ve heyecanımı paylaşan arkadaşlarım bunlar ve, biz hep beraber Apple’İ oluşturuyoruz mesajıydı.

Böylelikle Jobs’suz bir Apple yürüdüğü yolda emin adımlarla yoluna devam edebilecek, Jobs’un vizyonu emin ellerde devam ediyor olacak. Steve Jobs, geçtiğimiz gün Apple Kampüsünde yaptığı sunumda her zamanki tek adamlık show sunumlarından uzaklaşarak bu yolda ilk adımı, atmış oldu. Hatta sunumun sonunda ekrana o günkü tansiyon değerlerini yansıtarak sağlığı konusunda endişe duyulmasının gereksiz olduğu mesajını da esprili bir şekilde vermeyi başardı.